3 Haziran 2020 Çarşamba

Yanlız Adam

 Çocukluğumdan beri çok çalıştım , anne parası bile almadım sayılır .. Kendimi yetiştirmek için kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalıştım . Çocukken parkta oynarken babasızlığın ilk tokadını yediğimde daha beş yaşındaydım . Kadının biri bana piç dediğinde ona gülümsemiş anneme sorunca kadını yerden yere vuracakken benim onun elinden  tuttuğum için , beni ileri götürüp yeniden kadının yanına gittiğinde kadının oradan koşarak bebeği ile gittiğini gördüm . Annem yanıma gelip o kadının kötü biri olduğunu söyledi . 
_Anne piç nedir ? dedim masumca..Annem bembeyaz kesilmiş yere eğilip bana söyleyeceği cümleyi kafasında planladı . Bana gülümseyerek , yüzümü kendi gözlerine çevirdi .
_o kelime kötü bir şey , onu duyarsan onu duyduğun kişi ile konuşma bana gel tamam mı .!
Ben onu bir şekilde öğrendim ,  babamın öldüğünü bilmiyorlar mıydı ! Annemle evlenince memleketine gitmiş , orada ölmüştü . Annem beni yalnız bir şekilde büyütebilmek için hem çalıştı hemde bana babalık yaptı . Evlenmesi için çok baskıya uğradı ama o babamı unutamadığı için evlenmedi . Dedem ölünce mirası ona kaldı ve çok daha başarılı işler yapar oldu . Tabi annem zengin olduğu için erkek avcılar etrafında pır dönüyordu . Annem beni özel okula verecekti istemedim , normal okullarda derslerimi birincilikle bitirdim . Üniversite için annemden ayrıldım . Yakışıklıydım genç kızlar etrafımda idi ama annem bunu engelini de almıştı .  Beni çok sevdiği hocasına vermişti , her akşam ondan ders alırdım . Bir ara hafızlık yapıyordum , havale geçirdiğim bir zamana denk geldi . Zor iyileştim , annem modern görünse de bana tam dini bir hayat bahşetti . Hocam beni lise sona kadar eğitti . Arapçam gelişsin diyede tanıdığı arap ailelerin çocukları ile bana ders verirdi . Beni tasafuvvufta gelişmem için de bir çok kitap okutmuştu . Annem ingilizce dersi de aldırdı . Sanki beni bir şeye hazırlar gibiydi . Düşünüyorum da baba tarafı ile karşılaştığımda ezilmeyim diye yetiştirmişti . Hukuk fakültesinde zorlanmadım , hafızlık bana bir çok kolaylık sağlamıştı . Annem sayesinde tabi erken işe atıldım ne zaman ki beni evlendirmeye kalktı o zaman kendi büromu açtım . Onun işlerini de yürütüyordum , Taki beni bir kurşundan kurtaran kızla karşılaşana kadar . Bana abi diyordu , onu işe aldım . Çok başarılıydı , ailesine yük olmamak için çalışıyordu . Okuluna yeniden başlamış bana artık Esin bey demeye başladı . O da bizim oralardan dı . Annem onu hedef almıştı işten atmam için baskı yaptı ama onu kurtardığında anladım ki . Bu kız kendini birileri için feda etmeyi seviyordu .
Gözlerine ilk kez yere düşerken görmüştüm ve onları aklımdan çıkartamaz olmuştum . Elindeki yüzük beni düşündürüyordu , evli değildi ama nişanlı sözlümüydü . Onuda öğrendim gidip ona bir yüzük aldım , yanımda taşımaya başladım . Onunda bana kaçamak baktığını fark ettim , yüzü kızarıyordu , hislerimi anlatacakken sadece beni beklemesini istedim . Annem geçmişimle beni tanıştıracaktı .Giderken dosyadan fotoğrafını alıp gitmiştim . Başıma gelmeyen kalmadı , babamı beni kaçırdığında tanıdım . Tabi oda , annemi benimle yan yana görünce kıskançlıktan ne yapacağını şaşırmış bizi sarayına kaçırtmıştı . Annem olmazsa idi belkide ölmüştüm . Aslında askerliği komando olarak yaptığım için yüksek yerlerden kaçmam kolay olurdu . Kader bağladığım çarşaf çok narin olduğu için yırtılınca kendimi yerde bulmam zor olmadı . Hastahanede kendime gelince annem her şeyi anlattı . Babamdan kaçmışım meğer , babam olduğu olaylar için defalarca özür dilese de benim aklımda o yeşil çimen gözlü vardı . Annem büromu kapattırmış benim tedavime başlamıştı . Düştüğümde sağ bacağım bir çok yerden kırıldı . ameliyatlar derken babamın ailesi ile tanışmam annemin babamla evliliği beş yıl olmuştu .Ben memlekete dönmeye her kalktığımda babam bir engel koymuştu .Telefonu kapanmıştı ailesini aradığımda da onların da . Son çare onların memleketi yani annemin yurduna gitmek için üvey kız kardeşimle Türkiye ye Trabzona geldik . Ben onları nufüstan aratmaya başladım . Gezmeye ormana çıkmıştık ki bir ayıya rastladık ondan kaçarken yer kayması ile kendimi yarın dibinde buldum . Yine aynı bacak gitti . Kardeşim yardım için yola çıkmıştı bir kamyonet jip durdurmuş kadınmış yanıma geldi ayağıma bakarken ben baygınlık geçirdiğimi sanıyordum ''O Hayalim bu '' bana bakmadığı için sesimi çıkaramadım şoktan . Oda bana bakınca şoka girdi . Ama sanki başka biri gibi davranıyordu kadınlar ona Ece diyordu . Ben acıdan hayal mi görüyordum . Beni hastahaneye götürünce onun olduğunu anladık . Ben sanki bacağımı unutmuş sevinçten dört köşe İdim . 
Bulmuştum kavuşmuştum dünyanın en şanslı erkeği idim . Onun duyguları da karşılıklıydı , giderken  sadece bekle demiştim başkası olsa çoktan evlenirdi .    O beni seviyormuş ailesi baskı yapmış ama evlenmemişti . Bide öğretmen olmuştu , yaza memlekete gelmişti . Beni oradan kurtaran da o olmuştu . Sonunda düğünümüz olacaktı ona daha önce aldığım mücevherleri takmak benimle olması için düğünü erkene aldım . ayağım tam iyi olamasa da her şey yolundaydı . Bir gece bir mesaj attı öldüm öldüm dirildim . Babamın belli ki düşmanları kiralık asker tutmuş onları gece yakacaklardı . O fark etti de tüm ailesi ile adamları darmaduman ettiler . Onu sağ gördüğüm de yine şükrettim , eli silah tutan laz kadınım olacaktı . Yüzü gözlerimden gitmiyordu . Kına için giderken o baraj borularından biri patladığında onun arabasına denk gelmiş araba onu savurduğunda barajın ağzına atmış topraklarla beraber kaybolmuştu . Tüm insanlar oraya gelmiş ti ki barajın borusu basınçtan tekrar patladı orası sel suyu ile yukarıya fırlayan kaya toprak ve su ile tamamen yıkılmış afet yerine dönmüş . O su durana kadar saatler geçmiş ve ben orada dizlerimin üstünde baka kalmıştım . Kadınlar ağlarken erkekler  bir şey yapamadıkları için kirize girmişlerdi . Ben onun öldüğüne inanamıyordum , hayır ya nasıl bir şaka bu . Daha dün avucuma buse koyan çimen gözlüm hayal gözlüm buraya mı gömülmüştü .
Onu bulana kadar buna inanamazdım ayağa  kalktım , smokinimi ve kravıtımı çıkardım ,  ayakkabılarımı da , yardan aşağı inecekken birileri tuttu beni . Daha durulmamıştı barajın suyu .
Ya yardım istiyorsa , ya yaralıysa , bulmam lazım onu . Onu kaybedemezdim dayanamazdım buna . Yavaşça dudaklarımdan lahevle vela kuvvete dediğimi hatırlıyorum besmele ile onları yere yıktım yardan aşağı hızla iniyordum . Bir yandan bağırıyordum .Bir anada oradaki erkeklerde aynını yaptı . DERENİN YAMAÇLARINA BAKMAYA BAŞLADILAR.

Vuslata Yolculuk

  Saatler geçti jandarmalar cesetleri siyah torbalara koyup beni sorgu yağmuruna çektiler .

Komutan benim de karakola gitmem gerektiğini söyledi . Nasıl bir geceydi hala şok ićindeydim . ERsin bana bakarken çok endişeli bakıyordu. Onun da başına gelmeyen kalmadı benim yüzûmden .O Benim eşimdi , hala   iki laf edemedik .Yanıma gelip komutandan izin istedi . Beni balkona çıkardı ,elimden tutup koltugu oturttu . Gece gözleri  o kadar farkli bakıjordu . Uzun kirpikleri kahve gözlerini siyaha dönmüştü . Bana bakarken ilk defa farklı baktığına şahit oldum .Bir an utandım gõzlerimi kaçırdım . 
  - Hayalim sen ne yaman çıktın , gelene kadar o dağ yolunda öldūm öldüm dirildim . Komutana yarın karakola gideceğini bildirdim . Gelinliğinle çıkıp bana gelmeni istiyorum hemen. Daha fazla senden uzak kalmak istemiyorum .
  Elimi alıp bileğime ufacık bir öpūcük bıraktı . Gözlerime bakıp hafifçe güldü .
  - Benimsin değil mi ?
  - Evet !...dedim  hafif utangaç bir şekilde .Kalbim sanki yerinde fırlayacak şekilde atıyordu . İlk defa bu kadar yakınlaşmıştık .
  - Yanakların kızarması bir insana bu kadar mı yakışır . Hafifçe gūldü .Tekrar ellerimi avuçlarının içine hapsetti . 
  - Yarın benimsin değil mi.
  - Kınayı unutttun mu ?
  - Olmazsa olmaz mı ,güzel karıcım ...dedi boğuk bir sesle .
  - Bir gün sonra ....dedim bende sesim çok az çıktı .
  Cebinden bir kutu çıkardı açınca içinden ışığın vurduğu yerlerden ışık saçan bir takı çıkardı .Bileğimi tutup tekrar öptū , sanki ateş değmiş gibi elimi çekmek istedim .Odaha sıkı tuttu . kutudan çıkardığı bilekliği elime taktı . Bunlar kücük elmaslar la işlenmiş su damlacıkları gibiydi.  Elimin onun elinde ateşe dönmesine şahit oluyordum.
  - Aşkım bunu bileğinde gördūğünde hep benim sana olan aşkıma şahit ol . Sensiz bir hiçim ,sanki sen yine kaybolup gidecek gibi korkuyorum . Beni bırakma olur mu.!
  Ona gülümsedim , onun elini bu sefer ben aldım .Etrafıma baktım avucunun içine bir öpūcuk koydum ve avucunu kapattım .
  - Bu sana verebileceğim tek şey ...utangaç bir şekilde ona baktım .Balkon kapısında ses gelince toparlandı . Kalktı benide elimden tutup kaldırdı . Yavaşça kulağıma -Seni ne çok sevdiğimi bir bilsen . Hayalim.....dedi ve onları yolladık . Ama korumaların yarısı kaldı . Kardeşlerim bütün yolları kapatmıştı .Burası kara deniz geçit olmaz yabancıya . Gelenlerde yabancı idiler , paralı asker olduklarını söylemişti komutan. Sabah tüm hazırlıklar gecenin gölgesi ile devam etti. 

Ahali düğünün iptal olmasını istemedi .tüm akrabalarımda buna kanaat getirdi . Kına için merkeze kuaföre özel olarak yer ayrıldı . Ersin kendisi geldi beni almaya , yolda giderken kızlarla aynı arabaya alındım ve buna isyan etti . Araba kalabalık olunca bir araç daha kızlara verildi . Benim araç jipti ve müzik sistemini açan kızlar oynaya oynaya gidiyorduk .Benim içim dünkü yaşadıklarımdan dolayı zoraki gülümsemeyle duruyordum. Elimde Ersinin bilekliğine bakıyordum , o kadar dalmışım ki kızların çığlığı ile kendime gelirken arabanın havaya uçtuğuna şahit olmuştum kendimi kapının oradan yardan aşağı buldum kendimi barajın tünellerinden biri patladığını anladığımda kendimi topraklarla beraber aşağı doğru uçsuz bucaksız bir kuyuya düşerken kayaların havada uçuştuğunu görmemle gözlerimi son kez kapattığımda bilincimin kapandığını hissederken başımda derin bir acıyla öldüğümü anladığım anda şehadet getiremeden her şey karanlığa büründü. Kulağıma bir su sesi geldi şırıl şırıl akıyordu , ne kadar güzel dedim kendi kendime dere yine akıyordu . Yalnız gözlerim açık neden karanlık belimden aşağısında ağırlık vardı . Şaşkınca baktım çok az bir ışık vardı . Neredeydim ben yavaşça elimle üstümdeki şeyleri itip atmaya çalıştım . Topragamı gömülmüştüm . Kayalar ellerimi incitiyordu , kaç saat öyle kazdım bilmiyorum kendimi kurtardım . Ayağa zor bela kalktım az ışık olan suyun aktığı yere yürüdüm , burası neresi idi ne işim vardı burada . Işığın olduğu yere topallayarak ilerledim ayakkabılarım toprağın içinde kalmıştı , ayaklarım taşlara basarken acıyordu , bu elbise nasıl bir elbiseydi yere kadar uzundu , arada parlayan su damlacıkları gibi bir şeyler vardı elbisemde . Yürümemi zorlaştırıyordu mecbur toplayıp iki elimle kaldırdım . Ayaklarım buz gibi suda üşümeye başladılar . Titremeye başladım , ışık çoğalınca daha hızlı yürüyordum tünelin sonu daha aydınlık be daha geniş olmaya başladı , tam  çıkarken korkunç bir gürültü arkamdan gelmeye başladı o korkuyla koşmaya başladım koşarken her tarafımı toz toprak taş kaplarken son bir gayretle kendimi ileri attım . Kendimi atarken başıma bir taş vurunca canım o kadar yandı ki gözlerim karardı ve kendimden geçtim . Ne kadar zaman geçti bilmiyorum o kadar çok üşüyordum ki tirtir titrerken gözlerimi açmaya çalışırken yerden havalandığımı hissettim . Konuşmaları anlamıyordum , yabancı sanki arapça konuşuyorlardı . Beni biri kucağına almış gözlerimi açtım biraz , yüzü çok güneşten yanmış esmer simsiyah gözleri ile bana bakan endişeli bir çift göz gördüm . Gözlerim istemsiz kapandı ama sesleri hala duyuyorum . Beni taşıyan adam sımsıkı güçlü olduğu belli kollarında hiç yorulmadan götürüyordu . Kalbini duyuyordum bayılmak üzere olduğumu anlarken son kez gözlerimi açtım ona baktım   , o anda derin bir nefes verip kendimden geçtim .

Zaman sonra ısındığımı hissettim , o sesler yine kulağımda konuşuyorlardı . Biri onları susturup dışarı çıkardı . Yanıma geldiğini anladım gözlerimi açtım yavaşça , o bana bakıyordu endişeyle . 

-Nasılsın hayatım , iyi misin , bir yerin acıyor mu ? bana hala endişeli bakıyordu . Kimdi bu adam , niye bana öyle bakıyordu .

-Şey ben bir şey hatırlamıyorum , siz kimsiniz ? dediğim an sanki gözlerinde bir şey parladı . Endişeli bir şekilde yanıma geldi elimi tutacakken elimi çektim , gayri ihtiyari . Yabancı bir  erkek elimi neden tutar ki .

_Aşkım beni tanımıyor musun , ben senin kocanım . Şaşkınlıkla ona baktım . elimi kaldırırken bilekliğim parıl parıl parladı sanki kalbim acıdı birden . Hayır ya benim kocam mı var    ben niye bilmiyorum . Bu elbisede ne kına düğünde giyilen cinsten üstünde sanki bir sürü mücevher vardı . Gerçek miydiler acaba . Sanki aklımdan geçenleri okumuş gibi , gülümsedi .

_Hatırlamıyor musun düğüne gidiyorduk kaza geçirdin , seni zor bulduk Allah'tan o tünelin hava çıkışını buldun da son anda çökmeden önce çıktın kurtuldun .Bunlar gerçek değil tatlım . Sana en güzel elbiseyi almıştım . Kötü olmuş , onu kuru temizlemeye verir kiraladığım yere geri veririm . Üzülme sen dediğinde . Her şey mantıklı geldi . Bana kuru elbiseler getirdi , banyoya doğru götürürken dokunacakken korktum dokundurmadım . Şaşkın bir şekilde baktı bana . 

_Kocanım senin , neden dokundurmuyorsun tatlım .?

_Lütfen hafızam yerine gelene kadar bana dokunma olur mu . Ben çok şaşkınım ve hala anlayamıyorum o yüzden bana dokunma . Dedim ve banyoya girdim kapıyı kilitleyip 
İçeri girdim , banyoda ki ahnaya bakarken başörtümün çok kötü ve kanlı oldugunu fark ettim . Beni neden hastahaneye götürmedi .Ya bana kötü birşey olduysa . Başımdaki örtüyü açtim , topuz olan saçım hayatımı kurtarmış . Ama sonraki taş başımı yarmıştı . Baş örtüm kan revan olmuş .Başım baktım kan durmuş ama pansuman istiyordu .Kocama desem de o yapsa .Sonra bileklik parlayinca şaşkin bir şekilde etrafa baktim . İlaç kutusų vardı aldım baktım . Sarı ilaç tendiridyot ve oksijen vardı . Oksijenle sildim yavaşça sonra gazlı beze sarı ilaç yapıp yaraya koydum .Yapışkanla yapıştırdım . Saçımı yapaşça temizleyip taradım .Uzun saçlarım ara ara sarı telleri ile kahve kızıl arası bir renk cümbüşü vardı. Ne işim var bu adamla benim . Ben onlara benzemiyorum . Sanki onlar güneşte yanmışlardı bense bembeyaz tenimle tezat oluşturuyordum .

5 Temmuz 2019 Cuma

Bir Rüyadayım

Odama döndüm , yarın düşünmeden edemedim . Yastığa başımı koymuştum ki , pencereden bir gölge, geçti sanki. Tuhaf oldum burada böyle şeyler olmazdı . Ama yüksek dağ köyü bazı kötü insanları burada saklanmaya itiyordu . Kalktım babamın bana verdiği tabancayı kilitli çekmeceden aldım . Kızlar uyuyordu , yavaşça pencereden gölgeyi seyrettim . Bizim ambarın orada kayboldu. Bende yavaşça balkon kapısından çıkıp gizlice oraya bakmaya başladım . Biri daha vardı . Hemen içeri girdim kapıyı kapattım . Cebimden Ersinin numarasını önce çaldırdım . Telefonun sesini kıstım beni geri ararsa diye .Sonra mesaj attım durumu anlattım . Evde çok kişi vardı . Ama bu işte bir gariplik vardı . Gidip balkona tekrar baktım açtım yavaşça baktım . Bir koku aldım sanki benzin kokusu . Yok ya , bizimi kundaklayacaklar . Kim bunlar , ne istiyorlar ki bizden . Tek çarem kuru bir yaygara koparmak , önce süt kardeşlerime mesaj attım . Şimdi ateş yakana kadar beklemek .Gölge evin yanında ki ahıra gidiyordu . Hay Allah bizim sarı kız durmaz bağırır şimdi . Hemen nişan aldım adamın elindeki bidona . Ateş etmem le birlikte bidon patladı adamda duvardan aşağı düştü. Herkes ayaklandı . Ambarın oradan sandığımdan fazla karaltı gördüm . Bu neydi ya ben adam mı öldürdüm biraz önce , adamlar eve doğru ateş etmeye başladılar . Bende gördüğüme ateş ederken .On altı mermi yavaşça bitiyordu .Babamlar da düğün sayesinde evde silah ve mermi boldu. Onlarda pencereleri açmış
ateş etmeye başladı . Köy silah sesi ile inlemeya başladı .Kardeşlerimde yetişti hepsi ambara ateş etmeye başladı . Ses kesilene kadar ateş ettiler . Ben de  üç kurşun vardı . Ne olur ne olmazz diye . Balkonun duvarına yapışmıştım .Kenarda ki delikten baktım . Hareket yoktu bağıran bağırana. Sonunda lambalar açıldı . Gördüğümüz manzara ile donup kaldık . Yerde ceset doluydu . Bu neydi ki. Şaşkınlıkla bakıyorduk . Osırada karşı yoldan arabalar geldi . Jipler gelmişti . Ersin elinde silahla koşarak geldi yanıma . O kadar şaşkın bakıyordu ki . Bir an gülecektim . Bana yaklaştı elimde ki silaha bakıyordu . Evdekileri de aynı şekil görünce 
'' Ne oluyor burada ?''  derken ambarın karşısında ki cesetleri görünce . İstemsiz '' YUHH''' 

20 Şubat 2019 Çarşamba

İlkler Bölüm 10

Nasıl bilmiyorum düğün işi konuşulup dururken Ersinin babası hemen resmi nikahı ve dini nikahı bir günde ayarlayıp ilçede kıydırdı . Bana nikah için muhteşem bir kıyafet ve yanına mücevher kutusu  yolladılar . Eve kuaför geldi , bütün arkadaşlarım bundan faydalandı . Nikaha özel araçlar geldi simsiyah arabaların camları bile siyahtı . Bildiğim kadarı ile yasaktı ama herhalde bu güne özeldi . Nikah dairesine girdiğimde Ersini görünce bir an kalbim duracak gibi oldu . Galiba bir daha aşık olmuştum . Onun gözleri ise beni gördüğü anda pırıl pırıl parlamaya başlamıştı hafifçe tebessüm ediyordu , ben heyecanlandım eteğimi tutarak ona doğru gitmeye başladım . Yanaklarım kızarmış etraftaki alkışları bile zor fark ettim . Annemler bir yanda kayın  validem bir yanda hepsinin yüzü mutluluktan parlıyordu . İçimden bu mutluluğa nazar değmez diye geçirdim . Ersin beni karşıladı ve nikah masasına eşlik edip sandelyemi çekip oturmamı sağladı . Ona bakmak istiyordum ama önümde bu  kadar kalabalık varken zordu . Nikah memuru yerine oturup mikrofona konuşup sesli bir şekilde evlilik beyanlarımızı aldığında evet kısmında ''evvvvet kabul ediyorummm'' diye sesini kalınlaştırarak şükrünü eda eder gibi bana baktı ERSİN  , bende evet söyledikten sonra şahitler de imzayı atınca evli biri idim artık . Nikah kıyılınca yandaki camiye geçtik imam efendi bize evlilik nasihatı verip nikamızı bir daha dualayarak kıydı . Camiden çıkınca Ersin benim arabadaydı , düğün yarındı ve henüz tam vuslata eremedi . Arabada eve dönerken konvoyda arkadan geliyordu , Kayın validem bana kına yapacaktı bu akşam onun evi büyük ve bahçesi çok güzeldi , kızlar evin büyük konak odasında kınayı yakarken erkekler bahçede kutlama yapacaktılar . 

Arabada Ersin elimi tutup öptü ve elime şöyle baktı ve gözlerime baktı ''Hayalim güzel eşim benimle evlendiğin için çok teşekkür ederim sana evlilik teklifi bile edemedim beni bağışla . '' cebinden bir kadife kutu çıkardı ve açtı taşlı bir yüzükle evlilik yüzüğü çıkardı yanında diğer cebinden de bana bir kutu verdi açtım baktım ki erkek yüzüğü . Elimi alıp yüzükleri takınca bende onun kini taktım .''Hayal''     sesi biraz duygusal çıkmaya başladı gözlerini benden ayırmadan nefesi daha bir hızlı almaya başladı .'' Seni ne kadar seviyorum biliyormusun '' dediği anda yüzüm kızarmış gözlerimi ondan kaçırmıştım o ise eli ile çenemden tutup kendine çevirdi '' Seviyorum seni!!'' deyip anlımdan öpünce tarifi edilmeyen bir şey boğazımda düğüm düğüm olmuş  ilk kez . '' Yarına kadar nasıl sabredeceğim .Öyle çok şey var ki sana anlatacak seni çok özledim biliyormusun .''  Sanki benim gerçek olup olmadığımı anlamak için yüzüme garip garip bakıyordu , benim utandığımı anlamış , hafifçe tebessüm ederek .'' Seni bulamadığım o zamanlar boyunca beni unutacaksın diye çok korktum . Üstelik seninle duygusal anlamda konuşamadık sadece bekle dedim . Bu zamanda kim bekler böyle . Beş yıl çok uzun seni karşımda gördüğümde kazada acıdan rüya görüyorum sandım .Aynadan bana baktığında gerçek olduğunu anladım . Ama adın değişikti üzülmüştüm ama sendin biliyordum . Acıdan bayılacakken senin yüzünden onuda unuttum sanki . Karımsın artık benim Ecemsin .'' dedii ve sustu ..

Konuşacak çok şey vardı . Bende ona bir şeyler söyleyecekken araba öyle firen yaptı ki kucağına düştüm .O da korku ile bana sımsıkı sarılı verdi . Araba durunca kapıyı açıp dışarı çıktı bende heyecanla ne olduğunu anlamak için ona baktım . O ileri gidip birileri ile konuşmaya başladı . Seslerden anladığım kadarı ile heyelan olduğu için yol kapanmıştı . Yanıma geldi ve gülerek '' Hayatım geri döneceğiz galiba yol kapalı .'' Ben eteğimi toplayıp dışarı çıkarken elini uzatıp bana yardım etti . Şöyle bir baktım bizim köye yarım saat var yok . Ona dönüp '' Hayatım telefonun var mı ?'' bana merakla baktı . Cebinden telefonu çıkarıp bana verdi . Bende telefondan köyün şoförünü ve yeğenlerimi çağırdım . Birden dağlarda korna sesleri ile bir konvoy sesi işitildi . Ersin ve arka konvoyda kiler şaşkınlıkla bakmaya başladılar ve bizden olanlarda onlara karşılık vermeye başladılar . Eskiden olsa silahlar atılırdı .AmA şimdi kornalara eşlik ediyordu . Akşam güneşi dağlardan batmaya başlarken ortalık arabaların lambaları ile şenliğe dönmüştü .

Birazdan bir süprüz onları daha bekliyordu , yeğenim benim kınama gideceğim zaman için arabasına ses sistemi yerleştirmiş onu bekliyordum . Güneşin batımı ile etraftan ''Allahu ekber , Allahu ekber '' diye ezanı Muhammed vermeye başladı . Dağlardan aşağı ezan başlayıp tekrarlıyıp gidiyordu . Orada bulunan araplar şaşkınlıkla ve sevinçle ezanı dinliyorlardı . Etraf yemyeşil ve hava serindi öyle huzur verici oldu ki . Kayın pederin gözleri dolu dolu oldu . Onun buralara alışık olduğunu biliyordum . Geçmişe döndüğünü anladım . Birazdan ezan bittiğinde tamda tahmin ettiğim gibi , kemençe sesi duyulmaya başladı ama ben Ersinden Telefonu aldım yeğeni aradım ve tabi ses anında sustu nedeni ise bizim oralarda akşam namazı kılınacak ve her yerde cami vardı . Gelen misafirlerde biraz sonra camiye gireceklerdi . Mevlüt okutulacaktı arabalar  karşıya geldi . Bizde araçlardan çıkıp yolu kapatan taşların ve toprağın üstünden geçip bizi bekleyen araçlara bindik . Yeğenim hayli neşeli bir gençti , süt kardeşimdi ayrıca ''Çok teşekkür ederim yeğen , yarın senle kurtları dökeriz bugün biraz daha sesiz olalım emi dedim . Göz kırptım . Ersin şaşırmış benim göz kırpma ma ve senli benli olmama anlam veremedi . ''Ablaların güzeli söz ama yarın sana söz verdiğim o yıldızları da hazırladım' O da  göz kırptı . 

Ersin bizim gibi memleketinde büyümediği için burada ki samimiyeti anlamadığını anladım . Kaşları havaya hafif kalkmış bize bakıyordu . Yeğenim Apti Ersine aynadan bakıp '' enişte ablama yanlış yok tamam mı bak gardaşları çoktur ona göre !'' Bana bakan Ersin şaşırdı . '' Benim süt kardeşim çok , annem ben doğurduğunda hasta olmuştu , o yıl birçok doğum olmuş sağ olsun süt annelerim bana sıra ile baktılar çünkü ben biraz mızmız çıktım ikinci süt emmemde almıyordum . En son Abdi ' nin annesinde karar kılmışım . Oda bize yakındı . Benim süt ailem kalabalık anlayacağın . Ersin bana gülerek baktı . Araba caminin yanında durdu . Arabadan inip ben kadınlar bölümüne o da alt kata girdi . Camide kalabalık vardı , misafirlerde girince  , Kuran-ı Kerim okumaya başladı hafız amcam . Ben her zaman amcamın okumasını çok severdim . Bütün süreleri o bana öğretmişti . Gözlerim doldu . Kısa kesip akşam namazına tekbir getirildi ve namaza başlandı .Namaz ve dualama bitip mevlüt' e başladılar . Camiden sonra eve gelindi bahçe de masalar kurulup misafirlere ikramlar ve yemek verildi . Herkes tam bitti derken benim süt gardaşlarım cepkenli folklor kıyafetleri ile ortaya girdiler her biri bembeyaz gömlekleri ve simsiyah yelek ve şalvarı ile pırılpırıl cizmeleri ve kamaları ile göz doldurdular . Beni aralarına alıp Ersinin yanından aldılar ve evden içeri soktular. Ersin şaşırdı ama bizim kiler gülmekten kırıldılar .Gardaşlarım yarına kadar enişteye göz dağı verdiler ve başladılar oynamaya . Kemençe eşliğinde gecenin sonuna kadar eğlendiler  . Şimdi ben gece kuşu yazıyorum . Evet evlendim evliyim ama , yarına kadar yine ondan uzağım . Bana mesaj attı konuşmak istiyordu ama misafirlerin yüzünden konuşamıyoruz . Benim odamda arkadaşlarım yer döşeklerinde çoğu yatıyor .Bende masamın başında sessizce aya bakıyor arada yazıyorum işte . Yarın uzun olacak , kına yarın ve ertesi gün düğün . Kayın peder kendi ülkesinde de düğün istiyor . Galiba kavuşmamız uzun sürecek . Su içmek için mutfağa gittim koridorda babam la karşılaştım . Uyku tutmamış beni de görünce gözleri doldu , bizim gözlerimiz bakarak bile anlaşan insanlardık . '' Babacım o ne gözlerin böyle dolu '' dedim sarıldım ,  oda sarıldı '' Gidiyorsun be kızım seni nasıl yolcu edeceğim , özleyeceğim seni .''  '' mutlu olmanı istiyorum anladın mı , bir sıkıntın olursa çekinme babanın kucağı her daim sana açık  , ailen senin baş tacın emi. '' deyip dolmuş gözlerimi sildi ve odasına gitti .

Gece telefonum çaldı ,gözlerimi ovuşturarak hemen açtım .''Karıcığım ''  Ersin sessizce konuşuyordu sanki biri duyacak gibi .'' Bende odadan dışarı çıktım sessizce tuvalete geçtim bir orası boştu . '' şışşt '' dedim o gülüyordu , '' AŞKIM '' dedi bağırarak bende sanki evde bağırdığını zannettim bir an , sonra hafifçe güldüm o konuşuyor bende dinliyordum. Bir ara ''Bizim evimiz nerede olacak '' dedim .'' Bende bilmiyorum , ev dolu da şu düğün bitsin beraber anlaşırız . Sen öğretmensin ona göre bakarız ben avukatım her yerde iş yaparım . Lakin babamın da galiba benim için planları var ama onuda bir şekilde hallederiz .'' sustu '' Balayını bir atlatalım , güzel karıcığım sonra bakarız , sen ne istiyorsan o.''  Bende ona '' Ersin yarın annenle babanada düğün yapacağız biliyorsun demi '' hafifçe güldü '' Annem delirecek haha!!''  '' Karıcım hadi yat uyu yarın ve ertesi günler yorucu geçecek. Seni balayına kadar sabırsızca bekleyeceğim .'' dedi ve kapadı .


27 Temmuz 2018 Cuma

Fındık tüccarı -9-

Her şey hazırlanmış tüm işler bitmiş ev halkı toplanmış damat tarafını beklemeye başladık . Babam televizyonu açmış haber izlerken birden sesli kızdığını gördüm . Salona yaklaştım televizyona bende baktım . Yine bir terör olayı , neresi ki derken başım dan aşağı sanki kaynar su döküldü . Ersinin ailesinin Iraktan kara yolu ile gelen akrabalarını teröristler ele geçirmiş , ne varsa taramış akrabaların bir kısmı öldürmüş bir kısmını da esir aldılar . Haberde ise ünlü prensin akrabaları terör olayına kurban gitti diye ilk flaş haber olarak veriyordu .
  Elim gayri ihtiyarı telefona gitti , telefon açıldı Ersin de gelemeyeceklerini babası ile bu işe bakacaklarını söyledi ve sesi o kadar soluk çıkmıştı ki  , bana bir süreliğine Dubai'ye gideceğini akrabalarını kurtarmanın çaresine bakacağını söyledi . Bana babamla görüşmek istediğini söyledi . Babamla konuşurken babam renkten renge girdiğini gördüm ama ben üzülmeyim diye zoraki tebessüm etti .
     Ersin gideli üç gün oldu . Haberler hiç iç açmıyordu . kaçırılan akrabalarını bulmak için ABD askerleri de karışmış nedeni ise babasının Amerika'da çok ünlü ve iş sektöründe iyi tanınması idi .
Müstakbel kayın validem aynı memleketli idi ve o da burada idi , Dubayi gitmedi . Bizi akşam yemeğine çağırdı ailece .

Evine gittiğimizde ilk defa nereye gelin gideceğimin idrağine vardım . Evi muhteşemdi , kocaman arazinin başına yapılmış , üç katlı çatılı karadenizin mimarisi ile donanmış her yer yemyeşil ve bakımlı çim bahçesi vardı . Eve giriş yerinde parke döşenmiş , yolun kıyılarına selviler ekilmiş direk eve gitmenizi sağlıyordu . Etrafta çalışanlar vardı . Korumalar her yerde etrafı gözetliyordu . Müstakbel kayın valide kapıda bizi karşılarken ilk kez dikkatimi çeken başındaki yöresel şal ve bol kesimli elbisesi oldu . Nerede ise sesli gülecektim ayağında İLK kez topuklu görememiştim . Basit sandaletleri ile gülerek bizi karşıladı . Eve girerken bir daha anladım ki bu eve her gelişimde tüylerimin diken diken olacağı . Her insan böyle zengin bir hayatı isterdi herhalde   . O geceyi muhteşem kılan müstakbel kayın validem oldu .Yüzünde hiç bir makyaj emaresi yoktu , devamlı bizi rahat ettirmek için uğraştı tam gidecektik ki bizi yatıya kalmamızı sağladı . Benim odam muhteşemdi , Ersinin odasın yanı başında .Her şey düşünülmüş gece kıyafetlerimizden diş fırçasına kadar tüm özel eşyalar vardı . Ben gece uyandım birden sanki çok kötü bir şey olmuş gibi yerimi yadırgadım diye düşündüm . Üstüme sabahlığımı giydim koridora  çıktım . İlerlerken bir ses duydum , ilerledim ve açık kapıları olan bir salon gördüm . Müstakbel kayın validem biri ile konuşuyor du . Telefonda konuşuyordu . Ne yapacağımı şaşırdım , acaba bir haber mi vardı . Merakla kenara çekildim kayın validem kısık sesle .
''Hasan unuttun mu benimle nasıl karşılaştığını , sen jiple yayladan aşağı gelirken tekerin patlamıştı da . Ben sana yardım etmiştim . O gün bende yeni yaşıma on sekizime girmiştim . Kırmızı saçlı kız demiştin bana . Ateş saçlı hatta , babamdan fındık almak için gelmiştin . Ben de sana köyde ki kız gibi davranmıştım . Yöresel kıyafetlerimle bana baka kalmıştın . Hele benim gözlerimi görünce nasılda haykırarak '' bunlar derya deniz bir okyanus kadar derinler demiştin . Fındık işin bitmiş bizim köyden bir ev almıştın . Babam komşu olmuş ama sen beni köyden zannettiğin için , her seferinde köye sabahın köründe gelmiştin . Beni göremediğin zaman evinin bahçesinde odun kırıyordun , ben de seni izliyordum bizim evden . Bir gün yakaladın beni bakarken , el salladın bana ve o gün baya bir odun kırdığını hatırlıyorum . Benim kim olduğumu anladığında babamdan istemiş babamda evet demişti. Sen ailene beni söylediğinde   onlar karşı gelmişti . Sende onlara , imam nikahını kıydırmıştın , babam ve laf söz olmasın diyede bu evi almıştı . Her şey güzeldi , taaki sen acilen oraya gidipte bir daha geri gelmeyene kadar . Ben hamile kalmış her gün seni beklerken , bir telefon geldi , sen bir daha bura gelmiyeceksin diye . Sonra bütün haberlerde evlendiğin çıktı . Babam kalp kirizi geçirip öldü . Bende oğlumu doğurmak ve dedikodulardan uzak İstanbula yerleştim . Orada babamın işlerini yönettim , magazalar açtım . Oğlum hukuk okudu , yakışıklıydı , kızlar pervaneydi . Benimle evlenmek isteyen çok oldu ama bir daha evlenmek istemedim . Sense o şaşalı hayatında yaşarken bir haber bile vermedin . Müstakbel kayın validem ağlıyordu sesi titredi sustu . Karşıdan büyük ihtimalle Ersinin babası ile konuşuyorlardı . Kadıncağız bir iki laf edecekti , sustu tamam dedi . Telefonu kapattı ve odadan çıkıp uzun koridordan ilerleyip kayboldu . Şaşkın bir şekilde odama gittim . Bende öylemi olacaktım , sanmıyorum ama bu olabilirmiydi . Nasıl bir güç kayın pederi sevdiği kadından uzaklaştırmıştı . Makam mevki , para yüzünden mi.
 Ertesi gün  müstakbel kayın validem beni alıp güzel bir dere kenarına götürdü . O eskiden giyim kuşam sahibi kadın gitti yerine , yöresel bol kesimli spor babet giyen bir kadın geldi .
  Bana baktı '' seni ilk gördüğümde hatırlıyormusun , nasıl davrandığımı .'' evet anlamında başımı sallayınca .
 '' Ben seni aslında çok beğenmiştim ama çok şaşırmıştım , oğlumu'da bildiğim için seni kovmasını istedim . Onun peşinde bir çok kadın dolanır onlara yüz vermezdi .Sana bir gün bakışını gördüm anladım ki seninle ilgileniyor . Aslında çok sevindim ben kökenine inanan bir insanım , avrupai hayat tarzını hiç tavsip etmeme rağmen şehirde insanlara karşı dik durmak kendimi kanıtlamak için çok çalıştım . İşlerimi yönetmesi için oğlumu iyi yetiştirmek istedim . Ama hayat işte istediklerimiz değil bize sunulanla yaşıyoruz bazen . Beş sene Ersin seni aradı , babasına karşı geldi , birde o kazalar olmasa idi yinede seni bulacaktı . O da bana benziyor , '' hafifçe kızardı , gülerek '' sevdiğimizi kolayına silemiyoruz . Her koşulda bekleyebiliyoruz , ya sen ! Hazırmısın bu hayata!
 '' Ben öğretmenim biliyorsunuz , ben de öyle çok şey isteyen biri değilim . Oğlunuzla da öyle çok görüşmedik , ilk tanışmamız bir kurşunun altın da oldu . O kurşun ardından işe alındım , öğrenci olduğum içinde kendi harçlığımı kazanmak için işi de kabul ettim . Normal şartlarda ikimizde farklı yaşadık . Pekte bir şans vermedim , onun benimle ilgilendiğini öğrendiğimde de sadece bir kelime etti bekle . Ben başkada ondan bir söz duyamadım , üstelik siz onu evlendirmek istiyordunuz o sıra .''
'' Ha ha o mu , onu sıkıştırmak için yaptığım şeydi , babasının yanında kaçarken o kaza olmasaydı alıp gelecektim . Lakin babası ile olan mazim beni durdurdu . Üstelik hak ettiği bir mirasıda vardı , oradaki ailesini de silmesini istemedim . Eşim aslında benimle resmen evlenebilmek için onuda koz kullandı ve bana geçmişte eğer benimle evlenseydi babası benim başıma herhangi bir kazanın geleceğini söyledi .Babası kuralcı bir adamdı açıkçası köylü kızını da gelin istemediğini söyledi .
O da bu zamana kadar babam yoktu , hiç olmasın dedi . Çok kızdı zaten geçmişi pek bilmiyordu bende açıkçası , prens olduğunu bilmiyordum , Dubai de çok sevdiğim hala kızı çağırdı bizi düğünü vardı . Orada babası ile karşılaştım yanımda genç bir adamla beni öyle görünce çok kıskanmış , yedirememiş .Benimle konuşabilmek için komplo bile kurdu bizi kaçırdı . Oğlumu bir odaya kapattı onun kendi oğlu olduğunu bilmiyordu .Benimle sonuna kadar konuştu ,karısı ölmüş ve babasının bize çıkardığı engeli anlattı . Beni unutamadığını düğünde gördüğü anda da , kaçırmaya karar vermiş . Kaçırırken Ersin yanımdaydı onu bayıltmışlar . Ben de onun oğlum  olduğunu söyleyince şaşırdı , sen evlimisin . Özür dilemeye başladı , şaşkındı , utanmıştı . Ona hayır resmen hiç evlenmediğim genç bir adamın oğlu o dedim . Bir anda bağırdı
''Ne diyorsun ?'' Benim mi ?
Ona öylece baktım Ece , nasıl davranacağımı ne yapacağımı şaşırmış başımı sallamakla yetindim . Bana ilk kez sarılıp sevinçten haykırdığında , her şey silinip gitti sanki o genç kızlığıma geri dönmüş hiç gitmemiş gibiydi . Biz konuşurken Ersin de benim hayatımdan endişe ettiği için yüksek yerde olan kapatıldığı odada pencereden kaçarken düştü . Bacağı kolu kırıldı , kalça kısmı zedelendi . Onun yanına giderken babası sanki rüzgar gibi gitti . Onu öyle cansız görünce ben bayıldım , ikimizde baygın görünce babası bizi hastahaneye götürdü . Ben kendime gelince onun iyi olduğunu alçıya alınan kol bacağı var dediler . Babası ona her şeyi anlatıp bir süre burada kalacağını söyledi . O iste geri gitmek istediğini bize karışmayacağını söyledi , ama babası iyi olmadan onu salmayacağını söyledi . Seni söyledi buna izin veremem dedi  babası , bize bir laz yeter dedi .

 Ona çok kızdı , babasına eğer  Türkiye'ye götürmezse onu unutmasını söyledi . Ben Ersinin bürosunu emanet ettiğim avukat kapatmış . Sende ayrıldın gittin . Hayal gelini bulamadım . Adının eksik belirtilmesi yüzünden seni bulamadık . Aslında kaldığın binada ki arkadaşında oradan ayrıldığını memlekete döndüğünü söyledi .
 Seni bulmak için Ersin çok istemesine rağmen sağlık sorunları yüzünden erken gelemedi sonrada bulamadı . Buralara geldi üvey kardeşi ile senin izini buldu , dedektif tuttu , o kadar uğraş sen çık kendin bul adamı , hemde kurtar . Kader diyorum ben buna . Şimdi de bu olay üzmesin seni , geleceğinden emin ol . Babası yarın akşam geleceklerini , kimsenin de gelmesini istemedi , rehineler kurtarıldı . Bayağı bir fidye parası ödediler . Ersinin hiç bir suçu yok , anladın mı , Hayal Hanım ! ona iyi bakmanı istiyorum . Mutlu olmanızı istiyorum , düğünde erken yapalım ne dersin . Ben düşündüm ki burada yapalım düğünü . Olur mu kendi memleketimizde bir kır düğünü . '' Ona bakarken onun düğün yapamadığı aklıma geldi ve birden . '' Bir şartla '' dedim sustum benim muzipçe güldüğümü görünce '' Hayırdır gelin hanım ''  dedi kaşını kaldırarak .
O akşam O şartı söylemedim , ona süpriz yapacaktım , oda meraklandı ama söylemeyeceğimi anlayınca . Zorlamadı , ertesi gün Ersinle ailesi geldiler . Babamdan resmen istendim , kayın peder beni görünce , az kalsın yerinden düşecekti . Meğer adam oğlunun karısı bize uymaz diye üzülürmüş .
Başı kapalı uzun elbisemle , çok sade halimle görünce . Yüzü aydınlanmış , tamam demiş
Gelin bize gelince zorluk çekmeyecek . Kendisi evlendiği karısı açıkmış ve yaşadıkları ortama uygun giyinmek istemediği için onu bir çok yere götürememiş . Onu da zorlamak istemediği için , hep yabancı ülkelere götürüp durmuş . Bir günde trafik kazasında ölmüş .  Daha sonra evlenmemeye karar vermiş , eski gönül yarası depreşmiş , ama ona yaptığından dolayıda kendini hiç affetmemiş .
Ta ki onu düğün yerinde görene kadar . Tüm düşündüğü ona tekrar sahip olmaktı ama yanındaki genç adam onu şaşırtmış . Hiç yanından ayrılmayan adamla kaçırana kadar gerçekleri bilmiyordu .
Ben fırsatını bulunca kayın pedere gizlice konuşmaya başladım , o da şaşkın ama gözleri dolu dolu benim fikrimi kabul etmek zorunda kaldı . Evet muhteşem bir düğün olacaktı .
 Ersinle yanlız kalamadık bir türlü , her seferinde yanımız da biri vardı . Gözleri bana kaçamak bakıyordu , bir an önce konuşmak için her ne yaptıysa olmadı . Ben bir ara telefonu gösterek mesaj attım .'' Hayırdır bir sıkıntı mı var '' diye . Halbuki sıkıntısını gayet iyi biliyordum.

16 Kasım 2017 Perşembe

Gelinlik Bölüm 8


 İnsan evine sığmaz mı , hastahaneden geleli iki gün oldu ve ben geri gidemiyorum , yolda heyelan oldu . Açılması bir kaç gün sürecek ve ben istesem giderdim , bir taksi çağırsam heyelanın olduğu yere , arabayı da bırakıp yürüyerek tepeden aşağı iner giderdim ama misafirlerime de ayıp olurdu . Hem düşünmem gerekiyordu . Telefonum hiç sesiz kalmıyor devamlı mesaj geliyordu . Sessize aldım ,  bana kızıyor , kızlar yüzünden sesli konuşamıyordum . Bir insan tanıyorsunuz ve o insanın o kadar değişik haline tanık oluyorsunuz ve bazen ona tam manası ile cevap veremiyorum . Buda beni çıldırtıyor  . Beş sene onu görmeden unutmaya çalıştığımı hatırlıyorum da . Şimdi ise bir saatlik aramızda mesafe ve ben yeniden korkuyorum   ... Elimdeki  kalemin dili olsa da yaktığım günlüğümü anlatsaydı ya .
    '' Beni özlemedin mi ?'' diyor , hala inanamıyorum , Bir prens o , gerçek ama o bunu istemiyor , her ne kadar istemezse de , babasın oğlu .
    Yarın süpriz yapacağım diyor ,  o hali ile bir ay daha ayağa kalkamazken ne yapmayı planlıyor acaba . ''Sakın bir delilik yapma dedim , bizim buralarda hoş karşılanmaz . Ama köylü komşularım benim onları kurtardığımı her kese yaydılar birde nasıl öğrendilerse onun prens olduğunu da öğrenmişler . Teyze benimle şakalaştı onları geri getirirken   . ''Kızım beyaz atlı prens , olmazsa da kırık bacaklu pres olsun , prens  prenstir ,nerede görüldü , burada bir kız aldukları '' yanındaki diğer komşu teyze atıldı , '' Ola Fadime , unuttun mi '' dedi heyecanla .'' Neyi Ayşe  '' berikisi '' Kız hane biz kızken şehre gitmuştuk da , o finduk tüccarının kızı prense varmiş idi sonrada ayrılmiş idi ya'' ''Hatırlamadun mi , bizde onların bahçelerinde finduk toplayarduk .'' ''Kız Ankaraya   gitmiş idi , sonra da duyduk ki bir oğli olmiş idi .'' ''O çocuk bu olmasun?''  komşularım olaya vakıf imişlerde bizim haberimiz o oğlana aşık olduktan beş yıl sonrasına denk gelmişti . Yani kader eviriyor çeviriyor bir yerde buluşturuyor , Rabbim nelere kadir . Telefon çalıyor , gece vakti teleşlandım  , arayan  '' Alo '' dedim '' sENİ çok özledim peri kızı , kamerayı açsana '' dedi sesi solgun bir şekilde . Şaşırdım hemen üstümü başımı düzeltim, kamerayı açtı o gözleri  ile karşılaştım , sanki delip   geçecek gibi bakıyordu . Ben hala gözlerimi kaçırıyordum .'' Peri kızı , bir iyi bir de kötü haberim var  . '' '' İyi haber bu hastahaneden çıkyorum ,'''

'' Kötü haber ise , '' sustu canı sıkıldı ,nasıl söyleyeceğini bilemez haldeydi  , ameliyat olacağım '' dedi ve sustu , benim yüreğim burkuldu . Sanki bir daha görüşemeyecek gibi idi . Ben ''Şaka mı yapıyorsun , beni korkutma , nereden ameliyat olacaksın ..'' Arkadaşım doktor bir ay içinde iyi olacağını söylemişti . Ne oldu şimdi .'' Peri kızı benim kalbim çok kötü , seni göremediği için durmak istiyor .'' dedi hafifçe gülerek .''tek bir doktor var dediler  '' Bana bakıyordu ,benim rahatladığımı görünce ''Doktorum olurmusun''
''Ben mi evet te ben sana neşter vuramam ki , ''' dedim ve hala  utangaçlığı atamadım ,yanaklarım kızarmaya başlamıştı .
'' Ecem , ailenle konuştun mu ,?''cevabı beklemeden ''Seni kaçıracağım haberin olsun ,'' dedi ve bana bakmaya devam ediyorken , telefon kapandı . Şarjı bitmişti , işin komik yanı elektrikler heyelan yüzünden kesikti  .Kızların ki de bitti , yarına kadarda ,telefon bulamazdım ,gece yarısı dışarı çıkamazdım . Bir ayı ile uğraşmaya niyetim yoktu . Neyse sabaha kadar bekliyecektim umarım endişe etmezdi  . Gece zar zor uyumuştum , sanki yanı başımda , korkunç bir sesle irkilip kalktım , ben neredeydim , Şaşkınlıkla ağzım açık kaldı . Bu da nesi ,kırk yıl düşünsem aklıma böyle şey gelmezdi .
Kocaman bir çadırın içindeydim , üstelik , o karşımda bana bakıyordu . ''Peri kızı uyandın mı , bak seni kaçırdım .'' dedi ve bana yaklaşırken , ona elimi kaldırdım '' ne cüretle beni kaçırırsın , aileme ne diyeceğim , '' dedim ve çadırdan çıkmak için atıldım ,  da elimi sıkııca tuttu ve ''' Hayalim sana bir süprizim var , senin onayın olmadan bir şey daha yaptım , beklemeye takatim kalmadı seni .Annenle baban dışarıda , babam ailenle konuştu seni istedi , onları ikna etti ve buradalar ve annenle bir şey yaptık kocaman bir beyaz kutuyu gösterdi , Benim için açarmısın '' dedi ve merakla benim ne yapacağımı beklemeye başladı . Kutuyu açarken merak ve şaşkınlıkla hem kutuya hemde ona bakıyordum . Ne zaman iyleşmiş ve ayakta duruyordu , nasıl bir uyku ki benim , bir ay geçsin .  Kutuyu açınca bembeyaz gelinlik çıktı içinden , bu gelinliği annemle dergide görmüş uzun uzun konuşmuştuk . Gözlerim dolmuştu , ona dönüp bakarken ağlamaya başladım , bu bir rüya kesinlikle , peri masalı gibi .. Yanıma geldi , bana dokunamıyor bu onu çıldırtıyordu . Ama kendine hakim olmuş ,
''  beğendin mi peri  kızı '' başımı sallayınca , yüzü pırıl pırıl bir gülümsemeyle doldu .
''Hadi gelinliği bir dene'' dedi ve çadırdan çıktı .. Ben ellerim titreyerek gelinliği giydim , tam bana göreydi . Aynaya bakarken , ''Gelebilirmiyim '' dedi .
''Hayır , beni düğünde görmen gerekiyordu ama haksızlık !''dedim .
Ben birden yere düştüm . Gelinliğin eteğine basmıştım ve yere yüzü koyun kapaklandım  .Gözlerimi açınca kendimi odamda buldum ..Bir rüya görmüşüm , o damı rüya idi , telefonu aradım masanın üstünde duruyordu ve elektrik yoktu , perdeden gelen ay ışığı ile odam loş ışıktaydı . Acaba her şey mi rüya idi . Korktum  , sabah olmak üzereydi , ezanı duyunca kalktım , zaten uyku kaçmıştı . Sabahı zor ettim , kızlarıda namaza kaldırmış rüyamı onlara anlattım , bana yorum yapma dedi , kuzenim . Güneş dağların arasından doğarken kapımız gürültü ile tıklanıyordu . Ben kapının deliğinden bakınca iki adam gördüm , o korumaların ne işi vardı burada . ''Hayal hanım iyimisiniz , '' dedi , korumalardan biri , Ben kapıyı  açtım şaşkınlıkla .'' Evette sizin ne işiniz var burada , nasıl buldunuz burayı , sabahın köründe üstelik .''' dedim şaşkınlıkla
'' Ersin bey , yolladı , sizden haber alamayınca bizi buraya yolladı .'' Dedi öndeki koruma ,
'' Şarjım bitti ve elektrik yok . o yüzden arayamadım .'' adam kendi telefonundan ona telefon açtı hemde görüntülü '' biz bekliyoruz ,siz konuşun hanım efendi '' dedi ve ben telefonu alıp içeri girdim
''Hayal iyiiimisin '' dedi endişeli bir şekilde . ''Evet bir şey yok sadece şarzım bitti ve heyelan yüzünden elektrikler yoktu .'' dedim ve onunla saatlerce konuşmak istiyordum ama iki meraklı göz bana bakıyordı , arkadaşım ve yeğenim sırıtıyorlardı .'' Zavallı adamları gece nasıl buraya yollarsın hemde yollar kapalı iken '' dedim kızarak , o ise '' meraktan öldüm , diğer uzun yoldan geldiler , onları da bir ara kaybettiğimi sandım ,orman yolunda zor buldular sizin orayı . 

Ben bu olaydan sonra yanımda yedek batarya bulundurmaya başladım , bir ay su gibi geçti . Bu gün alçıları çıkartılacaktı ve buraya gelecekti , ailem buraya gelmiş , dünür gelecek diye de annem tüm marifetlerini döktürdü , her taraf pırıl pırıl parlıyor mutfaktan envayi çeşit koku gelmeye başlamıştı . 

Komşularda hem meraktan hemde yardım sever olduklarından , anneme yardıma gelmişlerdi ...



BÖLÜM 9

12 Kasım 2017 Pazar

Bir yürek yarası bölüm 7

Bana öyle bakıyordu ki , sonun da etrafa bakınmayı akıl ettim , sandalyeyi görünce bir şans mı yoksa meraklan mı bilmem ama , yatağın yanına çektim . Sonunda sessizliği bozdu .
 ''Hayal bana çok kızgın ve kırgın gibisin !!''
'' Ersin bey !! siz iki kelime ettiniz , ne duygularınızı nede hayatınıza dair bir bilgi vermeden Dubaiye gittiniz ve  o gidiş gittiniz ,bana söylermisiniz nasıl bir şey bekliyordunuz . Sizle sen diye hitap edemediğiniz birine bekle diyorsunuz .'' ben o kadar kibar mı konuşum diye gelince aklıma , sandelye den kalktım . Duygularım yüzümden okunacak diye de kendimi zor zapt ediyorum . Ama o öyle bir şey söyledi  ki  bir anda , ona döndüm .
'' Allah şahidim , Hayalim seni çok sevdim ve hep öylesin ,sana daha önce söylemek isterdim ama şartlar ve seni korumak için bunu söyleyemedim . Beş yıldır da , şu adın yüzünden bulamadılar ama anlıyorum ki ,işin içinde babam olmalı .Peri kızı seni çok özledim .Seni ormanda beni tanımıyor gibi davrandığında ve gördüğümde acımı bile unutturdun bana . Olsun şimdi buradasın ,ellerinde yüzükte yok , sözünde durduğunu umuyorum .'' dedi ve bana baktı. Yerinden kalkmak ister gibi davranınca hemen istem dışı onu engellemek için elimle onu durdurmak isterken elim eline   değince ,sanki ateşe dokunmuş gibi çekecekken avucuna almak için elini kapattı ama sadece ona ,
''uygun olmaz ,'''  dediğimde  istemeyerek  bıraktı ,Gözlerine bakınca dolu dolu olduğunu görünce şaşırdım.
''Hayalim benim eşim olurmusun, ölene kadar ,yaşlanıp kuruyup ,öldükten sonrada hep eşim olurmusun''  öyle çabuk söyledi ki şaşırdım , boğazında  bir kolye çıkarıp oradaki alyansı çıkardı ve   bana ,bakıp ''Seni gördüm ikinci günün sonun da aldım bak , içindeki tarihe ve isme '' avcuma bıraktı ve alyansın içine bakınca beş yıl öncesi tarihi görüce kalbim bir değişik atmaya başladı .Alyans elimde ona baktım , dudaklarımda tebesümü görünce derin bir oh sesi çıktı ondan . Ama o bana ''Peri kızı,
senden bir şey duymak istiyorum ama duyamadım .'' Ne ki '' dedim   ona dönüp .
''Sen neredeydin bu kadar zaman ? Sonun da sormuştum , o  iki kelimeyi söylemeden önce emin olmak zorundaydım .
'' Çok uzun bir hikaye ama babamın  esiri oldum .'' dedi ve üzgün bir şekilde  bana  baktı  .'' Benim babam bir arap prensi  , annem buralı ,babamın düşmanları varmış ve ben de beş yıl önceye kadar babamın bir prens olduğunu bilmiyordum . Ben ben   Dubayide otele gidince ,  annem babamla karşılaştı ve babamda bilmiyormuş benim varlığımı ama ona çok benzemem ilgisini çekti annemi sıkıştırınca , annem ona çok kırıldığından Türkiye'ye geldiğinde hamile olduğunu çok sonra fark etmiş ve babama küsmüş .Annem babamın başka bir kadınla resmi nikahla nikahlandığına çok kızmış .Dedem onu  başka bir prensin kızıyla evlendirmiş yoksa prenslikten ve tüm haklarından vazgeçmesini istemiş . Annemide koruması gerektiğini düşündüğü için , prensesle resmi evlendi . Çok karışık , ben babamın tek oğlu olduğum için , babam beni buraya göndermek istemedi .Hele  ki  buradan birini sevdiğimi öğrenince beni otelde bir nevi hapis  tuttu .Sonra onu ikna edene kadar , annem ofisi kapattırmış .
Babamla birlik olup beni ikna etmeye çalıştılar  . Bir gün üvey kız kardeşim , dışarıda ki kız ,bana yadım etti .Kaçarken arabam devrildi , seni görmeden öleceğim ve  seni sevdiğimi söyleyemeden son nefesi verdiğimi sanırken bayılmışım . Kırık bacak ve kol ile kendimi özel bir hastahanede buldum . Ya
Hayal bana nasıl bir şey yaptığını anlatamam ,ben ki kadınlar pervane olurlardı ve tenezül etmezdim onlara ama seni gördüğüm zaman , hani dosyayı verirken yere yatmıştık ya , kurşun sesi başımızdan geçtiğinde  .Senin gözlerine bakarken  , kaybettiğimi sanmıştım .Kalktığında içimden bu dedim .Sen adama vururken çantaylan  , kesinlikle bu benim eşim olmalı , ama elindeki yüzük bir anda hayal kırıklığına düşürdü ve bana abi demen dahada üzmüştü . Seni kaybetmek istemedim işe aldım , yüzüğü ertesi günü alırken , o evli derken buldum ama boynumdan çıkarmadım . Bir gün sen telefonda konuşurken annenin yüzüğü olduğunu anlayınca , beni görmeliydin ,ama annem engeli vardı . Onu halletmem gerekiyordu , seni bir şekilde kovar rencide eder diye ,korktum . Başı kapalı bir gelin istemiyor .Bunu ispatladı zaten ,hastahaneden beni alıp babamın sarayına götürdüler ,telefonsuz bırakıldım .    Ayağım iki kere daha ameliyat oldu . Bu bacağım çok şansız zannediyordum ama anladım ki ,o seni bana getiren tek bahaneydi . Burada annemin yaylasına yürüyerek gidelim dedik
şansa bir ayı çıktı ben onu üzerime çektim ki kardeşime bir şey olmasın . Ayıya bağırdım önce korktu
ama ne olduysa peşime düştü , kaçarken patikadan aşağı düştüm ayıda başka yere gitti . Sen yanıma geldiğinde yeni ayıldım başımı taşa çarpmıştım ,senin hayal mi rüyamı olduğunu arabaya koyduğunda anladım . Aynadan bana bakmadığını görünce ,çok korktum , yüreğimin acısı bedenimde ki acıları geçti.
Beni bırakıp gittin ya!!! Kardeşim olmazsaydı senin peşinde koşacak , dedi ve bana baktı , o simsiyah gözleri ışıl ışıl olmuştu '' Seni bir daha kaybedemem ,bu sefer olmaz.'' ''Annen babadan seni isteyeceğim ,bir  saat  bile beklemeye tahammül edemem .''
''Ersin az  dur .!!!!! demek zorunda kaldım  .
'' neden duracağım  , hadi şu doktoru çağır beni çıkarsın size gidelim .!''
''Ailem burada değil ,ben yalnızım , ailen izin verecek mi ki sana , benim ailemde sorun olmaz ama senin annen baban beni istemezler. ''
''onu hallettim babam ,benim kararlığım karşısında ,  kendi yapamadığı şeyi benim yapmamdan dolayı seni kabul etti , annem hala mırın kırın etsede , babama karşı gelemedi  ,babam eski karısı  öldüğü için anneme resmi nikah kıydığı için annemde , babamın sözünden çıkmıyor .iyi olmalıyım ,'' dedi ve bana baktı .
'' Seninle konuştuğuma inanamıyorum .'' dedi  benim suskunluğum dikkatini çekti    .''Neden konuşmuyorsun .?''
''Bende çok şaşkınım ,senden ümidi keseli çok oldu , sana çok kızıyordum kendime de. Bir cümle , ile seni nasıl bekledim  düşünsene . Bana çok resmi davrandın ,kalbime söz geçiremedim , kendime bile   duygularımı  yasakladım .Hele ofisi kapattıklarında , çok kırıldım ,kendime hayal gördüğümü söyledim . Sen bekle dedin ya , her kese karşı    geldim . Bir resmini ofisten çaldım biliyormusun , sanki hiç var olmamış gibi idin   .'' elimi  çantamın içine soktum ve onun resmini çıkardım    .
 Bana  tebessüm ediyordu  , dişleri dudaklarının arasından belirdi , bembeyaz dişleri gözüktü .Kalkacak gibi oluncada canı yandı ve   gülüşü  giidiverdi  .
 Ben oradan nasıl ayrıldım  , hiç bilemedim eve geldiğimde  kızlar beni , soru yağmuruna tuttu   .  

İLERİ BÖLÜM 8

Roman

Hayal mi senin adın bölüm 1

           Güneş her zaman ki gibi , çıkmadı , hava puslu soğuk , ellerimi ovuşturmaktan , bithap düşmüştüm . Gün başlark...